Mahkemenin iptal kararına rağmen 31 Temmuz’da Salda millet bahçesi için ihale yapılacak. Duruma tepki gösteren akademisyen Kesici, “Oraya 30 yılımı verdim fakat anlatamadım. 2-3 milyon yıllık gölü 10 senede kaybederiz. Başka Salda yok. Bize kulak versinler” dedi. Burdur’un doğal güzelliklerinden olan ve uzmanların ‘ayakkabıyla bile basılmaması gereken bir yer’ olarak nitelediği Salda Gölü’ne millet bahçesi ısrarı bitmiyor. Mahkemenin iptal kararına rağmen planlanan millet bahçesi için 31 Temmuz’da ihale yapılacak. Salda ile ilgili yürüttüğü bilimsel çalışmalarla tanınan akademisyen Erol Kesici, “Ben oraya 30 yılımı verdim fakat anlatamadım. Salda çok hassas bir göl. 2-3 milyon yıllık gölü 10 senede kaybederiz. Yol yakınken vazgeçin” dedi. GÖLET TAHRİP ETMİŞTİ Burdur’un Yeşilova ilçesindeki turkuaz suyu ve beyaz sahiliyle Türkiye’nin Maldivleri olarak adlandırılan Salda Gölü’ne yapılacak olan Millet Bahçesi’nin ihalesi 31 Temmuz’da gerçekleştirilecek. Duruma tepki gösteren Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı ve emekli akademisyen Erol Kesici, gölet ve barajla gölün zaten tahribata uğratıldığını söyledi. Salda’nın 2-3 milyon yıl önce oluştuğunu hatırlatan Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü, “Dünya’da başka bir Salda yok. Pamukkale travertenleri nasıl korunuyorsa buraya da aynı özen gösterilmeli. Biz de kalkıp TOKİ’de ihaleye çıkarıyoruz. Göl öldü demektir. TOKİ’ye teslim edilen her yer yok oluyor.” Salda’nın uluslararası bir öneminin de olduğunu vurgulayan Kesici, bu yönüyle…
Hindistan’ın Ay’ın karanlık yüzüne indirmeyi planladığı Chandrayaan-2 adlı uzay aracı, başarıyla fırlatıldı. Yerel saatle 14.43’te (TSİ 10.13) Sriharikota Uzay İstasyonu’ndan fırlatılan uzay aracının 23 gün sonra Ay’ın yörüngesine girmek için manevralara başlayacak. Chandrayaan-2’nin toplam 48 gün süren bir yolculuktan sonra Ay’ın, hakkında çok az şey bilinen güney kutbuna inmesi planlanıyor. Bu inişin güney kutbuna önceki girişimlerden daha yakın ve daha yumuşak olması hedefleniyor. Geçen hafta için planlanan fırlatma işlemi, roketin ateşlenmesine 56 dakika kala ertelenmişti. Chandrayaan-2’yle (Ay Aracı 2) Ay’a ilk defa inecek olan Hindistan, her şeyin planlandığı gibi gitmesi halinde ABD, Çin ve eski Sovyetler Birliği’nin ardından Ay’ın yüzeyine “yumuşak iniş” yapmayı başaran 4. ülke olacak.
Düzce’de etkili olan aşırı yağış ve toprak kayması sonucu kaybolan 7 kişiden birinin cansız bedenine ulaşıldı. Dere yatağında bulunan cansız bedenin bir kadına ait olduğu açıklandı. Düzce son yılların en büyük sel felaketlerinden birini yaşadı. Düzce’yi vuran sel ve heyalan’da Akçakoca ilçesine bağlı Esmahanım Köyü’nden 7 kişi kayboldu. Kaybolanların dördünün çocuk olduğu öğrenildi. Kaybolan 7 kişiden birinin cansız bedeni Esmahanım ile Uğurlu köyü arasında dere yatığında bulundu. Bir kadına ait ceset sağlık ekiplerine teslim edildi. Cesedin 42 yaşındaki Fatma Töngel’e ait olduğu belirtildi. Cumayeri, Gölyaka ve Akçakoca ilçelerinde metrekareye 24 saatte 200 kilogramın üzerinde yağış düştü. Esmahanım köyünde kaybolan, Cengiz (53) ve Kağan Töngel (3), anne Nilgün (39) ile kızları Funda (9), ikiz olan Sanem ve İlayda Sinem Kaplan (7) için AFAD, Türk Kızılay, jandarma, İl Özel İdaresi, 112 Acil Servis, UMKE, gönüllü kurtarma ekipleri ve eğitimli köpekler karadan, helikopter ve İnsansız Hava Aracı (İHA) ile de havadan arama-kurtarma çalışması yürütülüyor. Aramalar, özellikle köyden geçen dere yatağında, sele maruz kalan tarlalarda ve fındık bahçelerinde yoğunlaştırıldı. “YILLIK YAĞIŞIN DÖRTTE BİRİ DÜŞTÜ” NTV’ye konuşan Tarım Bakan Yardımcısı Fatih Metin “Arama kurtarma çalışmaları 150 kişilik ekiple devam ediyor. Şiddetli bir yağış söz konusu oldu. Iğdır ve Karaman’a yıllık düşen miktar 12 saatte düştü. Düzce’ye…
Ergene Nehri, uzun yıllardır sanayi atıklarının yarattığı tahribat nedeniyle kanalizasyona dönmüş durumda. Dördüncü sınıf çok kirlenmiş su durumuna gelen Ergene’de yaşanan çevre felaketi, Trakya Platformu tarafından bir kez daha gözler önüne serildi. Trakya Platformu Kırklareli Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çidem, temmuz ayının ikinci pazar günü tüm dünyada gerçekleştirilen ‘Büyük Atlayış’ etkinliği çerçevesinde Ergene Nehri’ndeki kirliğe dikkat çekmek için ilginç bir çalışmaya imza attı. Türkiye sınırından bir kilometre ötede yer alan Yunanistan’ın Kastanias beldesine giden Çidem, Arda Nehri’nde yüzen Yunanlılar ile nehrin tertemiz görüntüsünü fotoğrafladı. Aynı gün Uzunköprü sınırlarındaki tarihi taş köprünün altına gelen Çidem, burada ise Ergene Nehri’nin son durumunu kayıt altına alırken, yaşanan çevre felaketini gözler önüne serdi. Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberinde, Çidem’in şu değerlendirmeleri yer aldı: “2005 yılından bu yana Avrupa’nın birçok ülkesinde binlerce insan, temmuz ayının ikinci pazar günü aynı saatte nehirlere atlıyor. Dünyada her yıl temmuz ayının ikinci pazar günü yapılan bu atlayışa Büyük Atlayış’ deniyor. Eylem, insanları nehirlerle barıştırmayı, nehirlere dikkat çekmeyi hedefliyor. ‘ERGENE’DEN ZEHİR AKMAYA DEVAM EDİYOR’ Ülkemizde 2011 yılından bu yana, ‘Büyük Atlama’ olarak adlandırdığımız bu etkinlikte Türkiye’nin birçok noktasında, Avrupa ülkeleri ile aynı saatte nehirlere, göllere ve denizlere atlanırken, biz Trakyalılar bu etkinlikten mahrum kalıyoruz. Ergene’den zehir akmaya devam ediyor. Ergene’den…
Antalya’nın Kumluca ilçesinde, hatalı restorasyonun ardından 2016 yılında üzeri plastik malzemeyle kapatılan Rhodiapolis Antik Kenti’ndeki Likyalı ünlü hayırsever Opramoas adına yapılan anıt, fırtınayla birlikte ortaya çıktı. Şubat ayında etkili olan fırtına, 3 yıldır anıtı kapatan plastik kaplamayı yıktı. Kumluca ilçesine hakim bir tepede keşfedilen Rhodiapolis Antik Kenti’nde arkeolojik kazılarda Likya, Roma ve Bizans dönemlerine ait pek çok tarihi değer gün yüzüne çıkarıldı. Bu değerler arasında M.S. 2’nci yüzyılda bu kentte yaşadığı belirtilen Likyalı ünlü hayırsever Opramoas adına yapılan anıt da bulunuyor. Anıtta, Likya’nın pek çok kentine iyiliği dokunan hayırsever Opramoas’ın yaptığı yardımların anlatıldığı bir de yazıt var. PLASTİK KUTUYLA KAPATILDI 2015 yılında Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürlüğü’nün 1 milyon 445 bin TL bedelli ihalesini alan özel firmanın anıtta gerçekleştirdiği restorasyon faciası, büyük tepki topladı. O dönem restorasyonu durdurulan anıt, iç kısmı çelik konstrüksiyon, dışı ise üzerinde fotoğrafının bulunduğu plastik kaplamayla tamamıyla kapatıldı. PLASTİK KAPLAMAYI FIRTINA YIKTI Yaklaşık 3 yıldır bu şekilde duran Opramoas Anıtı, şubat ayında fırtınanın, etrafındaki kutu görünümlü plastik ve çelik bariyerleri yıkmasıyla yeniden gün yüzüne çıktı. Parçalanan, anıtı kapatan plastik ve çelik konstrüksiyon, görevliler tarafından tamamen kaldırıldı. Plastik ve çelik konstrüksiyondan oluşan kaplamanın kurulması ve kaldırılması için de yaklaşık 300 bin TL harcandı. HATALI RESTORASYON RAPORLA ORTAYA ÇIKTI Antik kentte 2004 yılından itibaren araştırmalar…
Mısır’da, açısı inşaatta değiştirilen piramit turizme açıldı. Yapı, ‘eğik piramit’ olarak biliniyor. Mısır’da meşhur ‘eğik’ piramit turistlerin ziyaretine açıldı. Kahire’nin güneyinde, Firavun Sneferu için 4 bin 600 yıl önce inşa edilen ‘Eğik Piramit’, Mısır’da piramit inşasında tarihinde önemli bir yere sahip. Piramidin özelliği, çatlamaya başlaması nedeniyle açısının inşaat sırasında değiştirilmiş olması. 101 metre yüksekliğindeki piramidin ilk 49 metresi 54 derecelik açıyla yükselirken, bu açı sonrasında azalıyor. Turistlere ise artık, piramidin kuzey cephesindeki bir girişten 79 metrelik bir tünele girme izni veriliyor. Aynı zamanda, Sneferu’nun eşi Hetepheres için inşa ediliği düşünülen 18 metre yüksekliğindeki daha küçük bir piramit de 1956’da ortaya çıkarılmasından bu yana ilk kez ziyarete açıldı.
Türkiye’de flamingoların en önemli uğrak yerlerinden biri olan Göller Bölgesi’ndeki Akgöl, haziran ayı itibarıyla tamamen kurudu. Kaya tuzu gibi eriyebilen kayaçların bulunduğu yerde oluşan karstik göl, suları tamamen çekildikten sonra bembeyaz kaldı. Göller Bölgesi, başta Burdur Gölü olmak üzere Salda, Akgöl, Acıgöl ve Yarışlı gölleriyle flamingoların en önemli yaşam alanlarından biri. Son yıllarda Göller Bölgesi’nde, küresel ısınma başta olmak üzere, bilinçsiz tarımsal sulama, kaçak sondaj ve gölet projeleri nedeniyle ciddi bir kuraklık yaşanıyor. Gölün kurumasında etraftaki inşaatların büyük payı olduğunu belirten bölge sakinlerinden Serdar Tekin, “Gölün kurumasıyla flamingolar bölgeyi terk etti. Bu göl, etrafındaki derelerden ve yağışlarla besleniyordu. Yakındaki Alanköy’e gölet yapılması nedeniyle derelerden bazılarından köye verilen su kesildi” dedi. Fotoğraflar : DHA
Muğla’nın ciğerleri yandı, Dalaman’dan yükselen alevler Fethiye’ye sıçradı Muğla’nın Dalaman ilçesindeki ormanlık alanda dün (10 Temmuz) öğle saatlerinde başlayan yangın rüzgarın da etkisiyle gittikçe büyüdü. Yangın Fethiye’ye sıçradı. Orman yangını sonrası harekete geçen Muğla Valiliği ve İl Jandarma Komutanlığı ekipleri ile Orman Bölge Müdürlüğü koordinesindeki orman yangınlarıyla mücadele ekipleri, 13 dakika sonra Karaağaç mevkisi Kızılçam Koru Ormanları’nın bulunduğu alandaki alevlere ilk müdahaleyi gerçekleştirdi. Yangın sonrası bölgeye ulaşan 520 personel, 105 arazöz, 18 dozer ve iş makinesiyle söndürme çalışmalarını gece boyu sürdürdü. Sabahın ilk ışıklarıyla hava araçları da bölgede çalışmalara yeniden başladı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’de Rusya’daki temaslarının ardından bölgeye gitti. Bakan Pakdemirli yangının tamamen kontrol altına alındığını belirtti. Herhangi bir can kaybının yaşanmadığı yangında, faaliyette olmayan bir butik otelin tahliye edildiği, söndürme çalışmalarına katılan bir arazözün yandığı, bazı iş makinelerinin zarar gördüğü öğrenildi. Muğla Valisi Esengül Civelek, Fethiye ilçesine kadar yayılan yangınla ilgili oluşturulan kriz merkezinde çalışmaları yönetiyor. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün de çalışmaları takip ediyor. İki mahalle boşaltıldı Karacaağaç Mahallesi’nde başlayan yangın nedeniyle komşu Kayadibi ve Taşlıca mahalleleri boşaltıldı. Jandarma ve Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri anonslar yaparak alevlerin tehdit ettiği mahalle sakinlerinden evlerini boşaltmalarını istedi. Ekiplerin çalışmasıyla her iki mahalledeki 34 ev tedbir amaçlı tahliye…
İsviçre’nin Zürih kentindeki ETH Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada iklim değişikliğinin 2050 yılına kadar dünyanın başlıca 520 kentini nasıl etkileyeceği incelendi. Araştırmaya göre ortalama hava sıcaklıkları açısından, “İstanbul Roma’ya, İzmir Adana’ya, Ankara ise Taşkent’e benzeyebilir”. Crowther Laboratuarı’nda yapılan, küresel sıcaklıklardaki 2 derecelik artışın dünyadaki kentlere nasıl etkileyeceğine yönelik araştırmaya bakılırsa 30 yıl içinde Bursa’nın havası Adana’ya, Gaziantep’inki Erbil’e, Adana’nınki ise Lefkoşa’ye benzeyecek. Londra’nın bugünkü Barcelona kadar sıcak olabileceği, Rio de Jenairo’da Havana gibi hissedilebileceği, Moskova’daki havanın ise Sofya’yla kıyaslanabileceği belirtiliyor. Araştırmaya göre, sıcaklıklardaki en hissedilir değişiklikleri kuzey ülkeleri yaşayacak. Avrupa çapında, yaz mevsimi şimdikinden ortalama 3,5 derece, kışlar ise yine şimdikinden 4,7 derece daha sıcak olacak. Kulağa hoş gibi gelse de, durum pek de iyi değil aslında. Tropikal bölgelerdeki ortalama sıcaklıklardaki değişim daha az olacak, ancak yoğun yağış ve ciddi kuraklık gibi daha çok aşırı hava olayıyla karşılaşacaklar. Çalışmada ele alınan kentlerin beşte birinden fazlası (%22), ki bunlar arasında Manaus, Kuala Lumpur, Jakarta, Rangoon ve Sinagpur da bulunuyor, daha önce hiç görülmeyen iklim koşulları altında yaşayacak. İklim değişikliğinin 2050 itibariyla 520 kenti nasıl etkileyeceğini gösteren interaktif harita için tıklayın. ‘İnsanlığın daha önce görmediği iklim’ BBC News Mundo’ya Konuşan Exeter Üniversitesi uzmanlarından James Dyke, “Benim için bu çalışmadaki en etkileyici nokta, Ekvator…
İklim Haber ve KONDA Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı 2019” adlı araştırmanın sonuçları bugün yayımlandı. Türkiye çapında 2745 kişi ile yüz yüze yapılan anket, kamuoyunun ülkemizdeki iklim krizi ve onun etkileri, afetler ile iklim konusunda hükümet ve belediyelerin çalışmaları hakkında görüşlerini gözler önüne seriyor. Türkiye’de her iki kişiden birine göre iklim krizinin etkileri ülkemizde şimdiden hissediliyor, toplumun %61’i ise bu durumdan endişeli. Aynı zamanda toplumun %71’i afetlerin arttığını ve bunun sebebinin iklim değişikliği olduğunu düşünüyor. Hükümetlerin ve belediyelerin iklim eylemlerini de değerlendiren katılımcıların %55’i bu konuda çaba gösterilmediğini ifade ediyor. İklim Haber ve KONDA Araştırma, 2019 yılında Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkında ne düşünüldüğünü öğrenmek için Türkiye örneklemi üzerinden bir anket çalışması gerçekleştirdi. Araştırma, iklim değişikliğinin Türkiye’de her 10 kişiden en az altısının endişelendiği bir konu olduğunu gözler önüne seriyor. Görüşülen kişilerin %15’i çok endişeli olduğunu ifade ederken, %46’sı ise endişeli olduğunu belirtiyor. İklim Haber ve KONDA Araştırma tarafından 2018 yılında yapılan benzer bir çalışma da toplumun %86,8’inin iklim değişikliğinin yaşandığını düşündüğünü ortaya koymuştu. Sonuçları değerlendiren KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye’nin iklim konusunda belki de başka hiçbir konuda olmadığı kadar ortak bir paydada buluştuğunu ifade ediyor. Ağırdır “Din ve…