Konya’da bulunan Yerköprü Şelalesi’nde, Konya Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan proje kapsamında restoran, otopark ve piknik alanları yapıldı. Yöre halkının tepkisine neden olan projenin yarattığı tahribatı gazeteci Yusuf Yavuz blogunda yayınladığı haberle duyurdu. Konya’nın Hadim ilçesine bağlı Çiftepınar köyü sınırları içinde bulunan doğal sit alanı niteliğindeki Yerköprü Şelalesi, daha çok turist çekmek için yapılan çevre düzenlemesiyle tüm doğallığını yitirdi. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanıp bir inşaat şirketine devredilen ve 20 milyon liraya mal olacağı öne sürülen projeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da destek verirken ortaya çıkan sonuç yöre halkının tepkisini çekti. Hadim’in eski Belediye Başkanı Mürsel Ayrancı, “Burada doğal güzellik bozulmadan ve fazla bir masraf etmeden düzenleme yapılabilir, alan korunabilirdi. Hem yapılan masraf hebadır hem de buranın doğası katledilmiştir. Yerköprü Şelalesi kendine özgü bitki örtüsü ile dağ ve doğa turizminin bölgedeki cazibe merkezlerinden birisi olarak kalmalıydı. Yapılan yanlış bir uygulama” diye konuştu. ŞELALE JEOPARK KRİTERLERİ TAŞIYOR Yerköprü Şelalesi, Göksu ile Karasu nehirlerinin buluştuğu noktada oluşan Türkiye’nin doğal miraslarından biri. Eski yatağından kalker tabana dalan Göksu, bir süre yeraltından aktıktan sonra köprü biçimindeki doğal kaya oluşumunun bulunduğu alandan yüzeye çıkıyor. Göksu’nun yüzeye çıktığı noktadan yaklaşık 20 metre yükseklikten dökülen Karasu ise görsel bir şölen oluşturarak Yerköprü Şelalesi’ne dönüşüyor….
Rusya’da Sibirya’nın doğusunda 18 bin yıl önce yaşadığı tahmin edilen, neredeyse hiç bozulmamış bir yavru hayvan cesedi bulundu. İki aylık olduğu düşünülen hayvanın köpek mi yoksa kurt mu olduğu henüz belirlenemedi. Hayvanın cesedi, kışın ortalama hava sıcaklığının eksi 34 derece olduğu, dünyanın en soğuk şehri olarak bilinen Yakutsk’ta İndigirka nehri yakınlarında mamut dişi avcıları tarafından, donmuş toprak katmanları arasında bulundu. ‘İkisi arasında bir tür olabilir’ Dogor (Yakut dilinde dost) adı verilen hayvanın dişlerinin eksiksiz, tüyleri, ve hatta kirpiklerinin bile bozulmamış olması bilim dünyasında şaşkınlık yarattı. İsveç Paleogenetik Merkezi’nde kaburga kemiklerinde yapılan karbon testleri, hayvanın Buzul Çağı’nın son evresinde yaşadığına işaret ediyor. Kaynak: BBC
TBMM’nin kararıyla Kenan Evren’in adının Türkiye’deki okul, cadde, sokak, mahalle, köy ve kışlalardan silinmesi gündeme gelirken gözlerin çevrildiği Ankara’nın ‘Evren’ ilçesiyle ilgili AKP milletvekileri, adının, ‘Çıkınağıl’ olarak değiştirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne dün kanun teklifi verdi. ‘ÇIKINAĞIL’ ÇOK YAYGIN KULLANILIYOR Kanun teklifinin gerekçesinde özetle şu ifadelere yer verildi: “Bugün Evren ismiyle anılan Çıkınağıl, Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden birisidir. Çıkınağıl ve çevresi, 1071 sonrası Selçuklu hâkimiyetine girmiş, 1400’lü yılların sonlarına doğru Osmanlı tarafından fethedilmiştir. Çıkınağıl, 1963 yılında Şereflikoçhisar’a bağlı bir belediye olmuş, 1982 yılında ‘Evren’ adını almıştır. 1990 yılında çıkarılan 3644 sayılı yasa ile Ankara’ya bağlı ilçe statüsü kazanmıştır. Ankara merkezine 178 km uzaklıkta olan ilçemiz Hirfanlı Baraj Gölü kıyısında, günümüzde 3 bin 606 nüfusu olan bir yerleşim yeridir. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası birçok cadde, mahalle, sokak ve okula darbenin mimarı Kenan Evren’in ismi verildiği gibi Çıkınağıl’ın ismi de aynı şekilde Evren olarak değiştirilmiştir. Her ne kadar uzun süredir resmi olarak Evren ismiyle anılıyor olsa da bu ilçede yaşayan vatandaşlarımız arasında ‘Çıkınağıl’ ismi hâlen çok yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. EVREN’İN KULLANILMASI BİR KAMBURDUR 12 Eylül 1980 darbesi milletimizde ve devletimizde şüphesiz çok derin yaralar bırakmıştır. Üzerinden 39 yıl geçmesine rağmen hâlâ derin bir teessürle hatırladığımız 12 Eylül darbesi,…
Konya’nın Karapınar ilçesinde yaklaşık 8 metre derinliğinde ve 2 metre çapında yeni obruk oluştu. Sürekli obruk oluşumlarının yaşandığı ilçede, Gaziosman Paşa Mahallesi Kamışağlı mevkisindeki tarlada oluşan obruk, bölgedeki çiftçiler tarafından farkedildi. Yaklaşık 8 metre derinliğinde ve 2 metre çapındaki obruk, çevrede yaşayanlar ve arazisi olanlar arasında tedirginliğe neden oldu. Obruk çevresinde çatlaklar da meydana geldi Çiftçilik yapan Ali Ocakçı, gazetecilere yaptığı açıklamada, bölgede sürekli obruk oluştuğunu söyledi. Obruğu sabah saatlerinde fark ettiklerini dile getiren Ocakçı, “Bundan 5 gün öncesine kadar hiçbir şey yoktu. Tahminime göre birkaç gün önce oluşmuş olabilir. Tarla sahibi arkadaşımız traktörle çalışırken obruğu görmüş. Fark etmese içine düşebilirdi.” diye konuştu. Kaynak: ÇEVRE HABER
Eğirdir Gölü’nün yüzeyi, 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye geriledi. İlçe halkı, derinliği 16 metreden 6 metreye düşen gölün kuruması halinde hayatlarının biteceği korkusunu yaşadıklarını söyledi. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici’nin, Eğirdir Gölü’nün yıllar içindeki su kaybına ilişkin bilimsel araştırmasının sonuçları açıklandı. Uzun yıllar göldeki su eksilmelerini yerinde tespit ederek takip eden Kesici, su kaybının iki Kovada Gölü, iki Gölcük Gölü kadar olduğunu kaydetti. Çalışmada, göldeki su kaybının temel nedeni olarak tarım arazilerinin göl suyuyla sulanması gösterildi. 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye düştüğü, derinliğinin ise 16 metreden 6 metreye gerilediği belirtildi 3 insanın el ele tutuşup ancak etrafını sarabileceği büyüklükteki borularla 10 yılda milyonlarca metreküp su çekildiği kaydedilen bilimsel çalışmada, çevre kaynaklardan yeterince beslenememesi ve küresel ısınmanın da etkisiyle, göl yüzeyinin 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye düştüğü, derinliğinin ise 16 metreden 6 metreye gerilediği belirtildi. Demirören Haber Ajansı (DHA), bölgede sazlık adalarına dönüşen alanları ve dev boruları görüntüledi. Göl çevresinde bir zamanlar balıkçılıkta kullanılan tekneler ve sandalların kıyıda kaldığı, göl çekilmeden önce teknelerin yüzdüğü, balıkların yaşadığı alanların lastik tekerli araçlara yol olduğu gözlendi. ‘GÖL KURURSA HAYAT BİTER’ Göl çevresindeki köylerde oturanlar ise yaşamlarını göle göre şekillendirdiklerini, gölün kuruması halinde hayatın sona ereceğini kaydetti….
Endonezya’nın Kuzey Maluku eyaleti açıklarında meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremin ardından tsunami uyarısı yapıldı. Endonezya Meteoroloji İklim ve Jeofizik Kurumu (BMKG), merkez üssü, eyaletin Jailolo kentinin 137 kilometre kuzeyi açıklarında olan depremin, yerin 73 kilometre derinliğinde gerçekleştiğini açıkladı. Deprem sonrası tsunami alarmı verildi. Maluku eyaletinin başkenti Ambon’da, 26 Eylül’de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremde 36 kişi hayatını kaybetmişti.
Amerikan Coğrafya Birliği, Kuzey Kutbu’nun buz örtüsünün 1984’ten 2018’e nasıl değiştiğini ve 35 yıl içinde yüzde 35 azaldığını gösteren bir video yayınladı. Aynı zamanda, Kuzey Kutbu’nun en eski ve en kalın buz kütlesinin, Kuzey Buz Denizi’nin diğer bölgelerine göre iki kat daha hızlı eridiği belirlendi. Science sitesinde yer alan habere göre, Gröland’ın kuzeyi ve Kanada’nın en kuzeyindeki adalar boyunca batıya doğru uzanan 1300 kilometrelik şerit dışında, buz bölgesinde yıl boyunca erimeyen alan kalmadı. Bilim insanları bu bölgeyi dünyanın ‘son buz bölgesi’ olarak adlandırıyor. Buz kalınlığının dört metreye ulaştığı bu bölgelerdeki buz tabakasının Kuzey Buz Denizi’ndeki diğer bölgelerine göre iki kat daha hızlı eridiği ortaya çıktı. Bu alanlar, deniz buzunun kendileri için hayati önemde olduğu kutup ayısı, deniz aygırı ve boynuzlu balina gibi birçok kuzey hayvanı için son ‘gettolar’ olabilir. Ancak geleceğe dönük tahminler daha da ürkütücü. Araştırmacılar, ‘gizli ısının’ etkisinin dünyanın ikliminin bildiğimiz halini son süratle tehdit ettiğini belirtiyor. Sudaki buzu eritmek için, suyu bir derece ısıtmak için gereken enerjiden 80 kat daha fazla enerji gerekiyor. Buzun erimesi ve sıvı halindeki suya dönüşmesi, 80 kat daha hızlı ısınması anlamına geliyor. Kuzey Buz Denizi, çok ciddi sonuçları olacak şekilde süratle ısınmaya devam ediyor. Kaynak: Science
Kentte son 53 yılın en büyük su baskını yaşandı. Belediye Başkanı, “Bu iklim değişikliğinin bir sonucu’ dedi. İtalya‘nın kanallarıyla ünlü turistik kenti Venedik‘te deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle sokakların büyük bölümü sular altında kaldı. İtalyan medyası, evini su basan 78 yaşındaki bir Venedikli kadının elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi. BBC, son 53 yılda görülen en büyük su baskınında deniz seviyesinin 1.87 metre yükseldiğini aktardı. Kentte 1966 yılında su seviyesi 1.94 metre yükselmişti. Sel alarmı Kentin en alçak noktalarından biri olan San Marco Meydanı ve diğer sokakları su basması sonucu sel alarmı verildi. Sahil güvenlik su ambulansı olarak hizmet veren ilave botlarla kanallardaki turistleri kurtardı. Meydanda su seviyesinin yükselmesiyle birlikte çevredeki işletmelerin girişlerine setler çekildi. Lüks otelleri su basarken, birçok işyeri kepenk kapattı. Bazı turistlerin, su taksilerinin yardımıyla otellerdeki odalarına pencerelerden girdiği görüldü. Belediye Başkanı: İklim değişikliğinin sonucu Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro, deniz seviyesinin görülmedik derecede yükselmesi nedeniyle herkesin seferber olduğunu ve bugün acil durum ilan edeceğini söyledi. Yaşananları iklim krizine bağlayan Brugnaro, “Durum çok dramatik. Hükümetten bize yardım etmesini istedik. Fatura ağır olabilir. Bu, iklim değişikliğinin bir sonucu. 187 santimetrelik gelgit onarılmaz bir yara bırakacak” ifadelerini kullandı. Selden en fazla etkilenen yerlerden biri ünlülerin kaldığı Gritti Sarayı oldu. Otelin halıları ve mobilyası sular içinde kaldı….
TYT Coğrafya Konu Anlatımlı Kitabını indirmek için TIKLAYINIZ!
İran’ın kuzeyindeki Doğu Azerbaycan eyaletinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremde 6 kişi öldü, 300’den fazla kişi yaralandı. İran’ın Doğu Azerbaycan eyaletinde, 5.9 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Merkez üssü İran’ın Heştrud kentinin 57 kilometre kuzeydoğusu olan ve yerin 8 kilometre altında gerçekleşen deprem, yerel saatle 02.17’de meydana geldi. 6 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ İran’ın Erdebil, Tebriz, Zencan ve Reşt şehirlerinde hissedilen depremde 6 kişi hayatını kaybederken, 332 kişi de yaralandı. 6 ŞEHİRDE HİSSEDİLDİ İran Kızılayı Sözcüsü Mustafa Murtezevi, depremin 6 şehir ve 144 köyde hissedildiğini belirterek, “Miyane, Serab, Bostan Abad, Terk, Heştrud, Turkmançe ve köylerinde hissedildi. Depremin en çok zarar verdiği yer ise Miyane şehrine bağlı Verkeş köyü oldu.” dedi. 40 EV YIKILDI Depremin hissedildiği bölgelerde 40 evin tamamen yıkıldığını aktaran Murtezevi, bölge halkına yönelik yardım çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Gerçekleşen 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından, 57 artçı sarsıntının olduğu da belirtildi.