Dünyanın sunduğu 1 yıllık doğal kaynakları tükettiği gün olan Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl dünyada 1 Ağustos, Türkiye’de ise 11 Temmuz olarak belirlendi. Buna göre, Türkiye bu yıl doğal kaynakları dünya ortalamasından 21 gün önce tüketti. Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, dünya üzerindeki yenilenebilir kaynak arzına karşılık, insanların bu kaynaklara yönelik talebinin nasıl seyir izlediğini ortaya koymak için araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın (Global Footprint Network) verileri, dünyanın içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. Küresel Ayak İzi Ağı’na göre, insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olan Dünya Limit Aşım Günü bu yıl 1 Ağustos’ta gerçekleşti. 1969’dan bu yana en erken tarih olan 1 Ağustos’tan itibaren insanlık 2019’un hakkından kaynak kullanmaya ve bir anlamda borçlanmaya başlayacak. Dünya Limit Aşım Günü’nün 1 Ağustos olması insanlığın “1 değil, 1,7 dünya varmış gibi” tüketerek yaşadığını ortaya koyuyor. Bu tarih 2015’te 13 Ağustos, 2016’da 8 Ağustos, 2017’de ise 2 Ağustos oldu. Her ülkenin kaynak kullanım hızı farklı olduğu için Limit Aşım Günü ulusal bazda değişiklikler gösteriyor. Türkiye’nin ulusal limit aşım günü bu yıl 11 Temmuz oldu. Doğal kaynaklarının sağladığı 1 yıllık potansiyel 11 Temmuz’da tüketmiş olan Türkiye, “sanki 1,9 dünya varmış gibi” yaşıyor. Küresel Ayak İzi Ağı’nın, kötü gidişatı…
Türkiye ve içinde bulunduğu bölgenin ekosistem bütünlüğü ile biyolojik çeşitliliğinin korunması amacıyla korunan alanlar, 2023 yılına kadar ülke yüzölçümünün yüzde 17’sine ulaştırılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Birleşmiş Milletler (BM) Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetlerinde Hükümetlerarası Bilim Politikası Platformu’nun yayınladığı son rapora göre gelecekte küresel anlamda 1 milyondan fazla türün yok olma tehlikesi altında olduğunu söyledi. Aynı araştırmaya göre geçen on yılda Avrupa’daki kara türleri nüfusunun yüzde 42 azaldığını aktaran Kurum, aşırı avlanma nedeniyle dünyanın en kalabalık bölgesi olan Asya-Pasifik’te kullanılabilir balık stoklarının da sıfıra inebileceğini belirtti. Kurum, Afrika’da 305 bin 7754 kilometreden fazla arazinin doğal kaynakların aşırı kullanımı, erozyon, tuzlanma ve kirlilik nedeniyle bozulduğunu dile getirdi. Türkiye’nin ise birçok ülkeye göre çevre koruma ve korunan alanlar bağlamında uzun süredir verilen büyük emekler sayesinde önemli bir noktaya geldiğini anlatan Kurum, şöyle konuştu: ‘TÜRKİYE, DÜNYADA ÜÇ SICAK NOKTA BARINDIRAN ÜLKELERDEN BİRİSİ’ Taraf olduğumuz Barselona Sözleşmesi (Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi) ve bağlı protokol ile 18 özel çevre, koruma bölgesi ilan edildi. Bu temelde 2009-2014 yılları arasında Küresel Çevre Fonu destekli ‘Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi’, Bakanlığımızca yürütüldü ve pek çok eylem planı, yönetim planı ve bölgesel politikalar geliştirilerek koruma-kullanma dengesine ilişkin Akdeniz Havzası’na özel bir ‘korunan alanlar…
Nevşehir’in Avanos ilçesi Çalış beldesinde 15 evi su basmasının ardından yapılan incelemede, yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda, içerisinde su birikintisi bulunan yer altı şehri ortaya çıktı. Belde sakinleri yer altı şehrinin turizme kazandırılmasını istedi. Avanos ilçesinde bulunan 2 bin 200 nüfuslu Çalış beldesinde 15 kişi evlerinin henüz bilinmeyen bir nedenle tabandan su aldığını fark ederek, durumu belediye ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekipler, oluşan su birikintisini boşaltırken, çalışma başlattı. Ekipler, çoğunluğu yan yana bulunan tek katlı evlerin yaklaşık 50 metre ilerisinde bulunan ve daha önce belde sakinlerinin bilmedikleri gerekçesiyle 2 girişini taş yığını ile kapattıkları tünelde çalışma yaptı. Kepçe yardımıyla tünelin girişi açıldı. Tünelin belli bir kısmına doğru ilerleyen ekipler ve vatandaşlar tünel olarak bildikleri yerin yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda yer altı şehri olduğunu fark etti. Yaklaşık 5 bin yıllık olduğu tahmin edilen yeraltı şehrinin içerisinde su birikintileri görüldü. Yeraltı şehri üzerinde bulunan 15 evde oluşan su birikintisinin bu nedenle oluştuğu öğrenildi. Yeraltı şehrinde yaşam odaları, tüneller ve ibadet alanlarının bulunduğu belirtildi. ‘TEHLİKE ARZ EDİYOR’ DİYE KAPATILMIŞ’ Belde sakinlerinden Alaaddin Sarıtaş, yer altı şehrinin 4 odadan oluştuğunu ifade ederek, “Buraya yurtdışından çok insan geldi. Eskiyi de kimse bilmediği için pek fazla kişiyi inandıramadık ve bilgilendirme yapamadık. Evleri su basınca belediye başkanımız Kazım Yılmaz…
Prehistorik dönemlerden günümüze kadar çok iyi şekilde korunmuş olan kurt fosili bulundu. Başı ve beyni bozulmamış olan kurdun kafatası içerisinde beyni de ilk günkü gibi duruyor. The Sibirya Times internet ağının verdiği habere göre;Dünyanın ilk tam boyutlu Pleistosen kurdunun kesik başı Saha yeri’nin kuzeyindeki Abyiski bölgesinde ortaya çıkarıldı. Canavarın kafasının beyni bozulmamış, sansasyonel bulgusu permafrostta tarih öncesi zamanlardan beri korunmuştur. Sahalı Pavel Efimov tarafından, 2018 yazında Indigirka’daki Tirehtyah Irmağı kıyısında bulundu.Kalın mamut benzeri kürkü ve etkileyici dişleri hala sağlam olan kurdun, öldüğünde iki ila dört yaşlarında olduğu sanılıyor. Japon bilim adamları tarafından incelenen kurt başının 40.000 yıl öncesinden kaldığı saptandı. Yetişkin Pleistosen kurdunun dokusu tamamen korunmuş ve kalıntılarının eşsiz bir buluşu olarak değerlendiren Saha Bilimler Akademisi’nden Albert Protopopov, “ Tarih öncesi türlerin nasıl geliştiğini anlamak için günümüz kurtlarıyla karşılaştıracağız” derken oldukça heyecanlıydı. Kaynak: Siberian Times
2 milyon ağaç kesilecek, canlı türleri tehlikeye girecek, içme suyu yok olacak Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Gediz Havzası-Murat Dağı’na altın-gümüş madeni izni verildi. Madencilik faaliyetiyle birlikte 2 milyon ağaç kesilecek, 6 milyon metrekarelik alanda canlı varlığı olmayacak, canlı türleri riske girecek, kuraklık yaşanacak, gıda güvenliği bozulacak. Artı Gerçek’in haberine göre; Kütahya’nın Gediz ilçesine bağlı Karaağaç köyünde çıkarılması planlanan altın-gümüş madeni için “ÇED olumlu” kararı 8 Mayıs tarihinde verildi. ÇED dosyasına göre maden izni verilen alan kuş uçuşu Kütahya merkezine yaklaşık 65 kilometre, Gediz merkezine yaklaşık 16 kilometre mesafede ve tamamı ormanlık alan. Murat Dağı Kayak Merkezi 3, bölgenin içme suyu ihtiyacını karşılayan Küçüksu Barajı’nın tampon bölgesi de 4 kilometre mesafede bulunuyor. Madencilik faaliyetlerinin başlamasıyla birlikte deprem bölgesi olmasının tüm riskleri göz önüne alınarak faaliyet yürütülecek, 6 milyon metrekarelik alanda 2 milyon ağaç kesilecek, hiçbir ağaç ve canlı varlığı söz konusu olamayacak, Murat Dağı’ndaki yılkı atları ve alageyik gibi az rastlanır yabani hayvan ile birçok endemik bitki türünün yaşamı tehlikeye girecek, Gediz Havzası’nın doğal güzelliği tehdit altına girecek, yeraltı ve yerüstü sularının kurumasıyla kuraklık baş gösterecek, içme suyu zehirlenme riskiyle karşı karşıya kalacak, su ve toprak kirliliği nedeniyle gıda güvenliği tehlikeye girecek. Kaynak: ARTI GERÇEK
Nesli tükenme tehlikesi altında olan ve dünyada 30 çift kadar kaldığı tahmin edilen Anadolu dağ turnası (Grus grus), Samsun’un Bafra ilçesinde yer alan Kızılırmak Kuş Cenneti’nde yavrusuyla birlikte görüntülendi Başlarında kırmızı leke bulunmaması Anadolu dağ turnalarını diğerlerinden ayıran en önemli fark olarak göze çarpıyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde keşfedilen Anadolu dağ turnası (grus grus), dünyada sadece Türkiye, İran, Gürcistan ve Ermenistan’da yaşıyor. Dünyada 40 çiftin altında kaldığı tahmin edilen bu alt türün Türkiye’deki yaşam alanlarını ise sulak alanlar oluşturuyor. Sulak alanlardaki kurutma çalışmaları, baraj, yol inşaatları ve üreme döneminde çıkarılan sazlık yangınları, dünyanın en nadir turna alt türünün varlığını tehdit ediyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün “Turna Halkalama Çalışmaları” programı kapsamında Kızılırmak Deltası’nda turna (Grus grus) envanter, GPS takip cihazı takılması ve halkalama çalışmaları yapılmaya devam ediliyor. Yapılan çalışmalar sonucunda turnalara halka ve GPS takip cihazı takıldı. GPS takip cihazıyla turnaların takibi yapılarak, hareketlilikleri hakkında bilgi ediniliyor. 2016 yılında GPS takılan turnaların Sivas’a göç ettiği, 2 yıl orada kaldıktan sonra bir bireyin tekrar Kızılırmak Deltası’na döndüğü görüldü. Son olarak da Bafra ilçesindeki Kızılırmak Kuş Cenneti’nde yavrusuyla birlikte dolaşan bir çift Anadolu dağ turnası ve tek dolaşan bir yetişkin Anadolu dağ turnası gözlemlendi. Kaynak: DHA
Everest’te 14 Nisan’da temizlik çalışması başlatıldı. Dağda 4 de ceset bulundu. Nepal’de, Everest Dağı’nda yapılan temizlikte yaklaşık 11 ton çöp toplandı. Yetkililer, Nepal hükümeti tarafından ‘Sagarmatha Temizlik Kampanyası’nın başlatıldığı 14 Nisan’dan itibaren Everest’te cesetler de bulunduğunu açıkladı. Nepal Turizm Genel Müdürü Dandu Raj Ghimire, yaptığı açıklamada, Everest Dağı’nda haftalarca süren temizlik sırasında gıda ambalajları, konserve kutuları, şişeler ve boş oksijen tüpleri toplandığını, ayrıca dağda önceden hayatını kaybeden ve kar altında kaldığı için bulunamayan 4 dağcının da cesedine ulaşıldığını kaydetti. Ghimire, karların erimesiyle ortaya çıkan ve dağdaki temizlik esnasında bulunan 4 cesedin önce ana kampa taşındığı ve daha sonra helikopterle Katmandu’daki bir hastaneye götürüldüğü bilgisini paylaştı. Dandu Raj Ghimire’e göre, temizlik kampanyası yaklaşık 23 milyon Nepal Rupisine (yaklaşık 207 bin dolar) mal oldu. Toplanan çöplerden bir kısmının helikopterlerle başkent Katmandu’ya gönderildiği ve temizlik kampanyasının resmi olarak sona erdiği bir törende geri dönüşüme verildiği ifade edildi. 8 bin 848 metre yükseklikteki Everest’te, 1953 yılından bu yana yaklaşık 300 dağcı yaşamını yitirdi. Kaynak: AA
Dünya Çevre Günü nedeniyle bir açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğinin büyük bir sağlık sorunu haline geldiğini vurguladığı açıklamasında enerji için fosil yakıt tüketimi, ulaşım ve sanayinin hava kirliliğine yol açarken, karbon salınımı ve küresel ısınmanın artmasına de neden olduğu uyarısında bulundu. YILDA 7 MİLYON KİŞİ YAŞAMINI YİTİRİYOR Yaptığı açıklamada önemli verilere de yer veren Dünya Sağlık Örgütü; dakikada 13, saatte 800 kişinin , yılda ise 7 milyon kişinin hava kirliliğinden hayatını kaybettiğini belirtti. Bu sayının her yıl tüberküloz, sıtma ve AIDS gibi hastalıklardan hayatını kaybedenlerin sayısının üç katı olduğu da dile getirildi. ÖLÜMLERİN YÜZDE 60’I KADINLAR VE ÇOCUKLAR Evlerdeki hava kirliliğinin, çoğu gelişmekte olan ülkelerde her yıl 3,8 milyon erken ölüme yol açtığı, bu ölümlerin yüzde 60’ını kadınlar ve çocukların oluşturduğu ortaya konulan diğer verilerden. EN ÇOK ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR Hava kirliliğinden en çok çocukların etkilendiği, “Dünyada çocukların yüzde 93’ü, hava kirliliğinin DSÖ standartlarının üzerinde olduğu bölgelerde yaşıyor. 2016 yılı rakamlarına göre, 15 yaşının altındaki 600 bine yakın çocuk solunum sorunların yüzünden hayatını kaybetti. Hava kirliliği, kalp hastalıklarından ölenlerin yüzde 26’sı, ciğer hastalıklarından ölenlerin yüzde 43’ü ve akciğer kanserinden ölenlerin yüzde 23’ünde en önemli faktör olarak ortaya çıkıyor. Hava kirliliği, astım, aşırı şişmanlık, ciğerlerin yeteri kadar gelişememesi, çocuk kanserleri ve bebeklerin yeteri…
Kandilli Rasathanesi verilerine göre Sakarya’nın Hendek ilçesinde saat 16:08’de 4,7 büyüklüğünde deprem oldu. AFAD ise depremin büyüklüğünü 4.6 olarak ölçtü. Sarsıntı İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’nde de hissedildi. Son dakika edinilen bilgilere göre; Sakarya’nın Hendek ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 16.08’de Hendek’te 4,6 büyüklüğünde yer sarsıntısı kaydedildi. Sarsıntının yerin 7 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirlendi. KANDiLLİ 4,7, AFAD 4,6 Kandilli Rasathanesi depremin büyüklüğünü 4.7, derinliğini ise 9.5 km olarak açıkladı. AFAD ise depremin şiddetini 4,6 olarak duyurdu. VALİLİK VE BAKANLIK’TAN AÇIKLAMA Sakarya Valiliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada deprem nedeniyle herhangi bir can ve mal kaybının yaşanmadığı belirtildi.
Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktörünün kaza sonucu patlaması sonucunda, Sovyetler Birliği Hiroşima’ ya atılan atom bombasının yaydığının 400 katı fazla radyasyona maruz kalmıştı. Bu olay, tarih sayfalarında hala en kötü nükleer kaza olarak yerini korumaktadır. Radyasyondan arınma ve temizleme çalışmaları kazadan hemen sonra başlatılmıştı. Nükleer santral çevresinde bir tahliye bölgesi oluşturulmuş ve 350,000 den fazla insan bölgeden çıkartılmıştı. Kaza insan popülasyonu üzerinde büyük bir etki yaptı. Elde net rakamlar olmasa da, çok büyük rakamlarda can kaybı ve psikolojik sonuçların olduğu aşikar. Çevre üzerinde görülen ilk etkiler de çok önemliydi. Zarar gören alanlardan biri olan yakındaki bir çam ormanı, radyasyondan çok daha fazla etkilenmiş ve adı olaydan sonra “kırmızı orman” a dönmüştü. Bu alan en yüksek dozda radyasyona maruz kalan bölgeydi, çam ağaçlarının çoğu ölmüş ve hayatta kalmayı başaranlar ise kırmızıya dönmüştü. Az sayıda hayvan bu yüksek radyasyon seviyelerinde hayata tutunmayı başarabilmişti. Bu yüzden, radyasyondan etkilenen alanlar adeta bir çöl halini almıştı. Radyoaktif maddelerin doğadaki izlerinin tamamen silinip, bu maddelerin kaybolması ve yaban hayatın bölgede yeniden başlaması maalesef yüzyılları bulacaktı. Günümüzde Çernobil Yaban Hayatı Günümüzde, kazadan 33 yıl sonra, Çernobil tahliye bölgesi boz ayılar, bizonlar, kurtlar, 200 den fazla çeşit kuş ve atlar tarafından mesken tutulmaya başlamıştır. Mart 2019 da, Çernobil…