5.8’lik depremden sonra 77 binada ağır hasar tespit edildi
Coğrafya Haber Merkezi / 29 Eylül 2019

İstanbul’da meydana gelen depremin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan hasar tespit çalışmalarında, toplam 77 yapıda ağır hasar tespit edildi. Alınan bilgiye göre, 26 Eylül’de Marmara Denizi’nin Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerince il genelinde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Ekipler, çalışmalar kapsamında bugüne kadar kamu yapıları, konut ve iş yerlerinde incelemelerde bulundu. Kamu binalarında yapılan incelemelerde 7’si hastane, 49’u okul, 9’u idari bina olmak üzere 65 hasarsız, 1’i hastane, 4’ü okul, 4’ü de idari bina olmak üzere 9 ağır hasarlı bina tespit edildi. Öte yandan 68 kamu yapısında incelemeler devam ediyor. 68 AĞIR HASARLI BİNA TESPİT EDİLDİ Bakanlık tarafından konut ve iş yerlerinde yapılan hasar tespit çalışmaları kapsamında ise 3 bin 102 bağımsız birim incelendi. İncelemeler neticesinde bin 987 hasarsız, 610 az hasarlı, 68 de ağır hasarlı bina tespit edildi. Depremin ardından yıkık bina olmazken, 437 yapı da deprem öncesi riskli olduğu için kapsam dışı sayıldı.

İstanbul’da şiddetli deprem
Coğrafya Haber Merkezi / 26 Eylül 2019

İstanbul’da saat 13.59’da şiddetli bir deprem oldu. Silivri açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğünü AFAD 5.8 olarak açıkladı. İstanbul’da saat 13.59’da deprem meydana geldi. 5,8 büyüklüğündeki deprem, Silivri açıklarında ve yerin 6.99 kilometre derinliğinde meydana geldi. Depremin Silivri’ye uzaklığının 21,68 kilometre olduğu belirtildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi de depremin büyüklüğünü 5.7 olarak açıkladı.   Şiddetli sarsıntının ardından İstanbullular sokaklara çıktı. Okullar, hastaneler ve AVM’ler hızla tahliye edildi. İnternet kesildi, herkes yakınlarını aramak için telefonlara sarılınca operatörler kilitlendi. Büyük paniğin yaşandığı kentte artçı sarsıntılar devam ediyor. İSTANBUL’DA OKULLAR TATİL EDİLDİ İstanbul Valiliği kentte meydana gelen 5.8’lik deprem nedeniyle ilk ve orta dereceli okulların tatil edildiğini açıkladı. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada ”Deprem nedeniyle ilimizdeki ilk ve orta dereceli okullarımızda tedbiren bugün eğitimin geçici olarak tatil edilmesine karar verilmiştir” denildi. SİLİVRİ DEVLET HASTANESİ BOŞALTILDI  İstanbul’da yaşanan depremin ardından Silivri Devlet Hastanesi güvenlik nedeni ile boşaltıldı. Hasta ve hasta yakınları devlet hastanesi bahçesinde beklemeye devam ediyor.  Öte yandan hastaneye yakın bir binanın çatısının yıkılması sonucu 5 kişi yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı. ÇEVRE İLLERDE DE HİSSEDİLDİ Deprem kent genelinde ve Sakarya, Tekirdağ, Kocaeli, Kırklareli, Yalova, Bursa, Eskişehir, Balıkesir, Manisa, Çanakkale, İzmir, Düzce, Bilecik’te de hissedildi. 30 ARTÇI SARSINTI YAŞANDI AFAD,…

BM iklim raporu: 100 yılda bir gerçekleşen aşırı uçtaki sel felaketleri olağan hale gelecek
Coğrafya Haber Merkezi / 26 Eylül 2019

Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan bir iklim raporu, her 100 yılda bir görülen uç derecedeki sellerin 2050 itibariyle her yıl yaşanacak ‘sıradan’ bir vaka haline geleceğini ortaya koydu. Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) okyanus ve buz örtüleri hakkındaki özel raporu, 36 farklı ülkeden 104 kişinin katkısıyla hazırlandı. ‘Değişen İklimde Okyanuslar ve Kriyosfer’ isimli rapor, Grönland ve Antartika’da buz tabakasında erime nedeniyle yılda 400 milyar tondan fazla suyun okyanusa karıştığını ortaya koydu. Okyanus sıcaklığının artış hızı 20.yüzyılın sonlarından beri ikiye katlandığını belirten rapora göre, denizde yaşanan sıcaklık dalgaları hem iki kat sıklaştı hem de iki kat daha uzun sürüyor.  2100 YILINA KADAR 1 METRE YÜKSELECEK Rapor, deniz seviyesinin 2100 yılına kadar yaklaşık bir metre yükselebileceğini de ortaya koydu. Bu da mega şehirlerin su altında kalması ve pek çok insanın göç etmesi anlamına geliyor. Kuzey Buz Denizi’ndeki seviyenin tarihteki ikinci en düşük düzeye (yaklaşık 2.1 milyon kilometrekare) gerilediğine dikkat çeken rapora göre, emisyonların artmaya devam etmesi durumunda buzullar, kütlelerinin üçte birinden fazlasını kaybedecek. Bu da insanların tatlı suya erişimini olumsuz etkileyecek.  Sadece okyanus buzulları konusunda kötü haber vermeyen uzmanlara göre 2100 itibarıyla bazı dağlar üzerindeki buzulların da yüzde 80’i kaybolabilir. 1.5 DERECE HEDEFİ BAŞARILSA BİLE DURUM FELAKET Rapora göre ayrıca, üzerinde uzlaşıldığı…

Akseki’de tarihi 11 bin zeytin ağacı katledilecek
Coğrafya Haber Merkezi / 25 Eylül 2019

Antalya’nın dağları, ormanları ve yaylalarıyla ünlü Akseki ilçesi aynı zamanda bir zeytin coğrafyası. Ancak Akseki’nin yüksek rakımlı coğrafyasında yetişen zeytin ağaçları, 1200 metre yükseklikte bile varlığını sürdürebiliyor. Antalya’nın dağları, ormanları ve yaylalarıyla ünlü Akseki ilçesi aynı zamanda bir zeytin coğrafyası. Ancak Akseki’nin yüksek rakımlı coğrafyasında yetişen zeytin ağaçları, 1200 metre yükseklikte bile varlığını sürdürebiliyor. Yüksek rakımda yetişen sedir ağaçlarıyla aynı coğrafyayı paylaşan Akseki’nin zeytin ağaçları, bu bölgeyi yüksek kalitede organik zeytin üretimi için de önemli kılıyor. Özellikle Güzelsu, Pınarbaşı, Çaltıçukuru, Çukurköy ve Taşlıca köyleri antik çağdan bugüne önemli bir zeytincilik merkezi konumunda. Son yıllarda yöre halkının da önem vermesiyle bu köylerdeki zeytinlikler de artış gözleniyor. Uzmanlara göre bu bölgedeki zeytinlikler gerçek bir hazine. Ancak aralarında anıt ağaçlarında bulunduğu 11 binden fazla zeytin ağacının bulunduğu bölgede mermer ocağı ruhsatı verildi. Yöre halkının itirazlarına rağmen geçtiğimiz yıl ÇED süreci başlatılan mermer ocağıyla ilgili son kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verecek. Eğer yöre halkının ve bilim insanlarının itirazları dikkate alınmaz ise Türkiye’nin en değerli zeytinlikleriyle birlikte yüzlerce bitki ve canlı türüyle onlarca arkeolojik kalıntı yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacak… Oda TV yazarı Yusuf Yavuz’un yazdığı yazıya göre; Akseki’ye bağlı Güzelsu, Pınarbaşı, Çaltılıçukur, Çukurköy ve Taşlıca köylerinin ortasında kalan arazide yaklaşık 140 hektarlık mermer…

Yanlış hava tahminleri dönemi Aeolus uydusuyla sona erecek
Coğrafya Haber Merkezi / 20 Eylül 2019

Vega roketinin fırlatılmasıyla çığır açan meteoroloji misyonu da başladı. Avrupa Uzay Ajansı’nın uzun süredir beklenilen Aeolus uydusu, ağustos ayı sonunda uzaydaki yerini aldı. Artık yeryüzünün yaklaşık 320 kilometre üzerinde uçuyor. Avrupa Uzay Ajansı araştırmacılarından Anne Grete Straume, Kutupsal Uydu adını verdiğimiz Aeolus uydusunun Kuzey kutbundan güney kutbuna, güney kutbundan da kuzey kutbuna doğru hareket ederek dünyanın etrafında döndüğünü belirtiyor. “Aeolus’un yanı sıra Dünya da kendi ekseninde döndüğünden uydu yerkürenin etrafında günde 16 kez ölçüm yapabiliyor.” diye anlatıyor Straume. ​​Aeolus, daha önce hiçbir uzay misyonunun yapmadığı bir şeyi yapıyor: Rüzgar hızını ve yönünü ölçmede Lidar adı verilen bir lazer sisteminden faydalanıyor. “69. kuzey enleminde yer alan tek gözlemevi” ​Norveç’in kuzeyinde bulunan ​Andoya Uzay Merkezi, Kuzey Kutup çemberinin 300 kilometre içinde yer alan çok işlevli bir atmosfer gözlemevi. Burada toplanan veriler uzaydan alınan ölçümlerin kalibre edilmesinde ve doğrulmasında kilit rol oynayacak. Merkezin bilim departmanı direktörü Micheal Gausa, buranın eşsiz bir mekan olduğunu ifade ediyor: “Coğrafi konumumuza baktığınızda, 69. kuzey enlemi üzerinde yer alıyoruz. Aeolus ile ölçümleri karşılaştırılabilecek bu enlemde başka hiçbir gözlemevi bulunmuyor. Yerkürenin 69. kuzey enleminden rüzgar hızı ve yönüyle ilgili Lidar ölçümleri yapan tek istasyon burası.” Merkezde bulunan, ​Liebniz Atmosferik Fizik Enstitüsü’ne ait iki teleskop, Aeolus uydusuyla benzer şekilde işliyor…

Poşet Yasak Ama Filtresiz Santral Serbest
Coğrafya Haber Merkezi / 20 Eylül 2019

Özelleştirilen santrallere 36 ay daha çevre yükümlülüklerinden muafiyet tanıyan kanun teklifi, tatile girmeden hemen önce yapılan değişiklikle TBMM’den geçti. Bu santrallara baca filtresi takma zorunluluğu dahil 36 ay süreyle daha çevre yükümlülüğü muafiyeti tanıyan yasal değişiklik tepki yarattı. Sözcü gazetesinden Deniz Ayhan’ın haberine göre Türkiye’de 2017 yılından itibaren baca gazı arıtma tesisi de denilen bu tür ünitesi bulunmayan santralların çalışmasına izin verilmiyor. Ancak özelleştirme yoluyla devredilen santrallar, kapsam dışında tutuluyor. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz “Poşeti yasaklayıp, termik santraller için tutarsız bir politika izleniyor” dedi. Halk Zehirleniyor Yavuzyılmaz, “Özelleştirilen termik santralların çevre yükümlülüklerinden muaf tutulmasına dair düzenlemede şirketlere tanınan süre 31 Aralık 2019’da sona eriyordu. Daha önce de muafiyet getiren bu yöndeki bir yasayı Anayasa Mahkemesi (AYM) iptal etti. AYM, gerekçesinde sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının ekonomik ve mali gerekçelerle vazgeçilecek haklardan olmadığını belirtti. Son yapılan değişiklikle ise halkımızı zehirlemek pahasına, bu termik santral şirketlerine kâr ve çıkar elde etmeleri için 2022 yılının sonuna kadar doğayı kirletebildikleri kadar kirletme hakkı sorumsuzca verildi” diye konuştu. Kaynak: İklim Haber

Enerji, sürdürülebilirliğin neresinde?
Coğrafya Haber Merkezi / 15 Eylül 2019

‘Yerelde enerji üretim sistemleri sürdürülebilirdir, ancak bu sistemlerin güncel enerji üretim alternatifleri olarak görülmemesinin ardındaki temel neden enerji üretiminin kazançlı bir yatırım olmasıdır.’ Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacını yerine getirebilmek sosyal olduğu kadar teknik konularda da ilerleme sağlamayı gerektiriyor. Ayrıca sosyal alanda atılabilecek adımların bir kısmı ancak teknik gelişmeleri beraberinde getirdiği zaman başarı şansı kazanabiliyor. Bu nedenle de sosyal, çevresel ve teknik alanlardaki sürdürülebilirlik adımlarının çoğunu birbirlerinden ayırabilmek kolay olmamanın ötesinde amaçlara ulaşmaya zarar bile verebilir. Amaçlara ulaşma konusundaki teknik yardımcılarımızın belki de başında enerji geliyor. Sosyal, teknik ya da çevresel herhangi bir problemi çözmek için çoğu zaman enerjiye ihtiyacımız var. Mesela özellikle Afrika’da kadınların gününün önemli bir kısmı, evde yemek yapmak için kullandıkları ateşe atacak odun veya çalı çırpı aramakla geçiyor. Kapalı alanda yemek yapmak için yaktıkları ateş, kurum ve is ürettiğinden hem bu kadınların hem de çevrelerindeki çocukların sağlıklarını negatif yönde etkiliyor. Bu yakacak malzemelerini bulabilmek için çevredeki doğal hayata zarar verilebiliyor. Genç kızlar okula gitmek yerine günlerini su taşımak ve yakacak bulmakla geçiriyorlar. Enerjinin kalkınma amaçları açısından önemini başka örneklerle de göstermek mümkün. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını yerine getirebilmek için dünyanın her tarafından enerjiye ulaşımı kolaylaştırmak zorundayız. Bunun ötesinde ulaştırılan bu enerjinin de öncelikli olarak sürdürülebilir olması gerekiyor. Yalnız…

Aracın çarptığı nesli tükenmekte olan çizgili sırtlan öldü
Coğrafya Haber Merkezi / 14 Eylül 2019

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde, bir aracın çarptığı nesli tükenmekte olan çizgili sırtlan öldü. Nurdağı-Gaziantep karayolunun 13 kilometresi Kömürler Mahallesi’nde, yol kenarında nesli tükenmekte olan çizgili sırtlan ölüsü bulundu. Sırtlanı görenlerin haber verdiği Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri, yapılan incelemenin ardından sırtlanı gömdü. Nesli tükenmekte olan ve korunması gereken hayvanlar kategorisinde ‘kırmızı listede’ yer alan çizgili sırtlana çarpan araç ve sürücüsünün belirlenmesi için çalışma başlatıldı.

Binlerce kişiden hala haber alınamıyor
Coğrafya Haber Merkezi / 12 Eylül 2019

Dorian kasırgasının vurduğu Bahamalar’da 2 bin 500 kişiden hala haber alınamadığı bildirildi. Dorian kasırgasının geçen hafta 5. kategoride vurduğu Bahamalar’da arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Bahamalar Acil Hizmetler Birimi, kasırgasının vurduğu Bahamalar’da 2 bin 500 kişiden halen haber alınamadığını açıkladı. Yetkililer, kasırgada hayatını kaybedenlerin sayısının 50’ye yükseldiğini açıklamıştı ancak çok sayıda kişiden halen haber alınamadığı için ölü sayısın yükselmesinden endişe duyuluyor. Haber alınamayan 2 bin 500 kişiden bazılarının barınaklarda olabileceği ve kontrollerin tamamlanmasının ardından sayının düşebileceği de belirtiliyor. Yetkililer, kasırganın en fazla etkili olduğu iki adadan şimdiye kadar 5 bin kişinin tahliye edildiğini, yaklaşık 7 bin kişinin ise tahliye edilmeyi beklediğini bildirdi. Öte yandan Bahamalar’a hasar tespit için ekip gönderen Birleşmiş Milletler de 70 bin kişinin acil yardıma ihtiyaç duyduğunu açıklamıştı. Bölgeyi şu ana kadar vuran en büyük kasırga olarak kayıtlara geçen Dorian Kasırgası Bahamalar’da büyük hasara neden olurken, binlerce kişi de evsiz kaldı. Kaynak: DHA

Japon Çevre Bakanından Fukuşima için tartışma yaratacak tespit
Coğrafya Haber Merkezi / 12 Eylül 2019

Japonya Çevre Bakanı Yoşiaki Harada, Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi’nin (Tepco), Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif suyu doğrudan Pasifik Okyanusu’na boşaltmak zorunda kalacağını söyledi. Japonya Çevre Bakanı Yoşiaki Harada, Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi’nin (Tepco), Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif suyu doğrudan Pasifik Okyanusu’na boşaltmak zorunda kalacağını söyledi. JapanTimes’ın haberine göre, Harada düzenlediği basın toplantısında, Fukuşima’nın 2011 yılındaki deprem ve tsunami sırasında hasar gören santralde tanklarda depolanan radyoaktif su için “tek seçeneğin denize tahliye etmek olduğunu” ifade etti. Harada, Japonya’da yarın yapılması planlanan kabine değişikliğinden önce icraatlarını ele aldığı toplantıda, Japon hükümetinin, radyoaktif suyun denize tahliyesini tartışacağını, sadece bu konudaki fikrini dile getirdiğini kaydetti. Japonya Çevre Bakanı öte yandan radyoaktif suyun ne kadarının denize tahliye edilmesine ihtiyaç duyulduğu konusunda açıklama yapmadı. Tepco, 2011 yılında deprem ve tsunaminin yol açtığı nükleer felaketten bu yana soğutma borularından çıkan bir milyon tondan fazla radyoaktif suyu biriktirdi. Şirkete göre, santralde tanklarda saklanan radyoaktif su için 2022 yılına kadar yer kalmayacak. Tepco yetkileri ise Çevre Bakanı Harada’nın açıklamasına ilişkin yorumda bulunmadı. Japonya’da 11 Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında oluşan tsunami, Fukuşima Nükleer Santrali’nde radyoaktif sızıntıya neden olmuştu. Olayda santraldeki 4 nükleer reaktöründen 3’ü zarar görmüş, çevrede yaşayan on binlerce kişi sızıntı sonrası evlerini terk etmek zorunda…