DTCF Yüksek İhtisas’ın devredilmesini bekliyor
Coğrafya Haber Merkezi / 26 Ağustos 2019

Bilkent’e taşınan Yüksek İhtisas Hastanesi’ne ait binanın kendilerine devredilmesini beklediklerini belirten Ankara Üniversitesi DTCF Dekanı Prof. Dr. İhsan Çiçek, “Yüksek İhtisas binasının bize verilmesi hem iş güvenliği, hem eğitim, hem güvenlik açısından elzem bir olay” dedi. Bilkent Şehir Hastanesi’ne taşınan Yüksek İhtisas Hastanesi’nin bulunduğu arazinin fakülte üzerine kayıtlı olduğuna dikkat çeken Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) Dekanı Prof. Dr. İhsan Çiçek, fakülte olarak eğitim ve araştırma faaliyetlerinde fiziki mekân sıkıntısı yaşadıklarını anlattı. Mevcut bina ile hemen arkalarındaki Yüksek İhtisas binası arasında koridor sağlayarak kampüsü genişletmek istediklerini kaydeden Dekan Çiçek şunları söyledi: METREKAREYE BİR KİŞİ DÜŞÜYOR “Rektörümüz, devirle ilgili Sağlık Bakanlığı ve Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdı. Arazinin 1983 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi adına kayıtlı olduğunu, buranın eğitim öğretim amaçlı kullanılmaya devam edilebilmesi ve kampüs bütünlüğü açısından kullanılabilmesi için devrini istedi. Her iki kurum da ‘Hastane boşaldıktan sonra devri yapılabilir’ dedi. Ne yazık ki bugüne kadar gerçekleşmedi. Kanuni olarak tapu tahsisi bizde. DTCF kurulduğu zaman 250 öğrenciyle kurulması hedeflenmiş. Yıllar içinde kontenjanlar arttı. Şu anda 7 bin 900 civarında lisans öğrencimiz, bin 900 civarında da lisansüstü öğrencimiz var. Yaklaşık olarak 10 bin kişiye hizmet ediyoruz. Fakültenin kapalı kullanım alanı yaklaşık olarak 18 bin metrekare. Hocalarımızı ve idari çalışanları da…

350 Bin Yıllık El Baltası Bulundu
Coğrafya Haber Merkezi / 15 Ağustos 2019

Antalya’daki Karain Mağarası’nda yapılan ve ara verilmesi planlanan arkeolojik kazının son gününde 2 ucu keskin, sivri uçlu 350 bin yıllık el baltası bulundu. 2007 yılında aynı bölgedeki kazılarda 400 bin yıllık olduğu belirlenen el baltası bulunmuştu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü ile Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran ve ekibi, mağara girişindeki kazılarını büyük titizlikle sürdürüyor. 400 metre yükseklikteki mağaradan ince aletler ile kazılan toprak, incelenmesi ve ayrıştırılması için kovalarla kazıevi yakınındaki açık hava laboratuvarına indiriliyor. Burada 3 aşamalı eleme sisteminden geçirilen toprakta bulunan kemik ve taş kalıntıları incelenip sınıflandırılıyor. Mağaranın E ve B gözü olarak adlandırılan boşluklarında ise kazılar sona erdi. MEMELİ HAYVAN KALINTILARI 2017 yılında yapılan kazılarda özellikle E gözünde kemik yoğunluğuyla karşılaşan ekip, kemikleri incelediğinde büyük memelilere ait kaburga kemikleri, dişler ve iskelet kemikleri olduğunu tespit etti. İlk defa çok büyük bir hayvana ait kalça kemiği ile çene ve dişler bulan ekip, 350 bin yıllık olduğunu düşündükleri kemiklerin aslan (pantheraa spelea intermedia), fil (elephas antiquus) ve su aygırına (hippopotamus amphibius) ait olduğunu tespit etti. SON GÜN EL BALTASI SÜRPRİZİ Karain Mağarası kazı ekibi, E gözünün Orta Paleolitik dönem katmanlarında bu yıl sürdürülen çalışmaların son gününde bir sürprizle karşılaştı. Kazılar sırasında yaklaşık boyutları bir insan eli kadar olan, iki…